Ahbab-ı Literatür

Neymiş bu mitoloji? Günümüz dinlerinden farkı ne? Yunan mitolojisi neden bu kadar yavşak? Peki Zeus bu uçkur düşkünlüğünü nereden edindi? Hepsinin ve daha fazlasının yanıtlandığı bu bölümümüzün konusu elbette ki mitoloji! Berna'nın mitoloji geekliğinden faydalanmaya çalışan Andaç, günün sonunda ekmeğinin peşine düşüyor ve bir arkadaş üzerinden manitasyon taktikleri geliştiriyor. Boşuna uğraşmayın ama, denendi, 24 yıllık sap bir mitoloji geeki var burada, çok da şey yapmayın. Ama bizi dinleyin, biz boş konuşmuyoruz yani. Ona göre.

Mecmualar, öyküler, kitaplar ve gerçekleşen hayaller... Hepsinin tek potada eriyip akışkan çikolata gibi tatlı hale geldiği Ahbab-ı Literatür'ün bu bölüm konuğu Doğu Yücel! Kendisinin dinlemeye doyamadığımız anlatımını defalarca dinleyebiliriz! Aa, şey, Berna, salyan akıyor...

Okur seni anlasın mı, anlamasın mı? Zor yazmak mı yoksa zor yazmamak mı? Sanat sanat için midir, yoksa toplum için mi? Ahbab-ı literatürlerimiz bu hafta da "zor yazarlar" konusunu masaya yatırıyor. Andaç üç maddede özetlerken Berna konuyu dallandırıp budaklandırıyor. Hatta ve hatta İlker Canikligil olayına bile parmak basıyorlar. Yav daha ne yapsın bu insanlar?

"Vay efendim bu ne biçim çeviri; bu kitabın editörü yok mu?!" gibi isyankar sorularınıza cevap verebilecek tatlışlar tatlışı bir konuk getirdik bu hafta size: Damla Göl! Kendisi deneyimlerini paylaşadursun, Berna çok fena yükseldi kendisine. Andaç ise tanıştırdığı iki arkadaşı kendisinden daha iyi anlaşacaklar diye triplendi. Haha, ağla Andaç!

Kitap okumanın bir ihtiyaç değil de hobi olarak görüldüğü modern hayattan sıkılmış ahbab-ı literatürlerimiz oturup siz dinleyicilerimize iki kelam etmekten geri durmuyor: Kitap öyle okunmaz böyle okunur şeklinde değil ama, yahu siz insansınız, az okuyun ama öz okuyun şeklinde. Hani, yani. Kitap okuma alışkanlığı nasıl edinilir gibi basit bir sorunun bile konuşulacak zibilyar yanı varmış, ona şaşırıyorlar. Anladık Berna, edebiyatçısın. Anladık Andaç, okumayı erken söktün ve inanılmaz bir dayısın.

"Podcast kaydetmek ya da kaydetmemek. İşte bütün mesele bu!" Öyle her hafta İngiliz edebiyatı bireyi biriyim demekle olmaz Berna Hanım, otur da konuş bakalım dedi Mösyö Andaç ve bu bölümde dolu dolu Shakespeare konuşuldu. Hayır yani, tutmasak daha konuşacaklardı bir de, zor frenledik bu iki deliyi. Paçalardan yine entelektüellik akıyor, ama şarıl şarıl. Yerseniz.

“Kitabı hissedeceksin, o sayfalara parmakların değecek” edebiyatından biraz sıkılmış ama tam da içinde olan ahbab-ı literatürlerimizin bu haftaki konusu daha bir teknolojik: Sesli kitaplar ve elektronik kitap formatları! Asla ve asla dinleyerek bir şey anlamayan Berna ile sesli kitapların üstadı olmuş Mösyö Andaç’ın tatlı karşılaşması bu haftanın kilit noktası oldu ve sonunda ahbab-ı literatürlerimiz markalara samimi bir reklam sözü verdiler. Kim bilir, belki bu bölümden sonra gerçekten de paralar veya ürünler hesaba yatar, ha?

Bu iki ahbab-ı literatürün ortak noktası olan Harry Potter, bu haftanın konusu oluyor ve bu bölümde de yeni çıkacak Harry Potter dizisini konuşuyorlar. Andaç ve Berna başlıyor konuşmaya; neler olabilir, neler olamaz, Rowling dahil olacak mı gibi soruları eğrisiyle doğrusuyla cevaplıyorlar. Eyy HBO Max, Berna bedavaya senaristlik yaparmış bak, bunu iyi düşün he!

Bu hafta Ahbab-ı Literatür’de: ÇOCUK EDEBİYATI. Andaç ve Berna, kahramanı çocuk olan kitaplar ve çocuklar için yazılan kitaplar olarak iki farklı dalda inceledikleri konunun iyice derinliklerine iniyorlar. Alice Harikalar Diyarında’dan Harry Potter’a, Oliver Twist’ten Şeker Portakalı’na ve hatta Küçük Prens’e kadar birçok eseri incik cincik konuşuyorlar. Peki ya sizce çocuk edebiyatı nedir?

Bir çift ahbab-ı literatür, bir podcast ve ucu bucağı olmayan kocaman bir edebiyat! Hadi bugününüzü de Andaç Üzel ve Berna Ece Gündüz’ün, edebiyat üzerine yaptığı samimi sohbetlerle renklendirin!

Her hafta farklı bir konu ile edebiyat ahbaplığı yapan Andaç ve Berna’nın ilk bölümdeki konuları “telifi düşen yazarlardan Orwell” oluyor!

Podcastinizi bayiinizden ısrarla isteyiniz!